Sizler, Galatasaray Lisesi’nin öğrencileri, evrensen
dünyanın çocuklarısınız. Renginizi dünyanın her yerinden, bütün çiçeklerinden,
yürekli gözbebeklerinden alıyorsunuz. Güneş kadar eski, her yeni gün gibi
tazesiniz. En yaşlı çınarların gölgesinde yeni rüzgârlarla, yağmurlarla
büyüyorsunuz.(Galatasaray Üniversitesi için bak!) (Köklü bir kuruluş olarak Galatasaray Lisesi için tıkla!)
Barış türkülerinin içinde, beyaz güvercinlerin yolunda,
maviliklerde süzülüyorsunuz. Dağlardan, tepelerden, ırmaklardan, dört bir
koldan dünyanın kalbine yürüyorsunuz. Beyaz kanatlarınızda yüzyılın acıları,
göğsünüzde bitmeyen bir sızı… Mavi denizlerden, bulutlardan, en sert rüzgârlardan,
çetin yollardan, yüreği bir okla yaralı aslanların yurdundan geliyorsunuz. (Galatasaray Lisesi'nden görünüm için tıkla!)
Burası Roma, Bizans, Osmanlı… Aslanlar diyarı. Burası Anadolu… Güneşin doğduğu ülke… Eski
uygarlıkların, aydınlıkların, yıkımların, karanlıkların yurdu… En derin
karanlıkların burçlarına en parlak yıldızları taşıyorsunuz. Bilge
yağmurlarlarla ıslanıyor, bilge topraklarda büyüyorsunuz. (Galatasaray Lisesi'ne hoş geldiniz.Açılış konuşması için tıkla!)
Unutmayın! Dinmeyen
gözyaşları için, toprağı canlandırmak için, suyu akıtmak, ateşi söndürmek için;
bir tek karıncanın, bir tek yaprağın, bir damla suyun, bir avuç toprağın hakkını
sormak için buradasınız. Gözlerinizde yeşil bir umut, yüreğinizde yeşil bir
orman! Elinizde özgürlüğün sönmeyen meşalesi… Her zaman buradasınız, bu
yoldasınız, sizler bu yolun; Aslanlı Yol’un yolcularısınız.(Yıllar önce Galatasaray Lisesi müzik topluluğu için tıkla!)
Gideceğiniz yerde kuruyan ırmaklar, kararan denizler, yanan
topraklar göreceksiniz. Koşsanız, yorulsanız, uyusanız, uyansanız, bin yıllık
ırmakların, ölü denizlerin çığlıklarıyla uyanacaksınız. Ne zaman bir el
tutsanız, cana can katsanız yüzünüze serin bir rüzgâr değecek. En güzel
rüzgârlarlarla akacak, en temiz sulara karışacaksınız.(Galatasaray Lisesi Marşı için tıkla!)
Sizler yarını kuracak çocuklarsınız. Şanslı olacaktınız
olamadınız. Sizler suyu hasta, yağmuru hasta, toprağı hasta bir dünyaya
gözlerinizi açtınız. Özgürlüğü elinden alınmış ne varsa tek tek arayacaksınız,
en küçük ellerden tutacak, en küçük ayakları ısıtacaksınız. Yağmuru kurtaracaksınız,
suyu kurtaracaksınız, gökyüzünü kurtaracaksınız.(Bir Galatasaray Lisesi mezunundan anılar. Tıkla!)
Ölü balıkların yurdundan, ağıtlar yakan denizlerden, kuru
ırmaklardan, yanmış ormanlardan bir kez daha selam olsun ki size, iyi ki burdasınız.
Sizler acıyı dindirecek, savaşı durduracak çocuklarsınız. Hiç yılmadınız, hiç
yılmayacaksınız. Milattınız, tarihe yazıldınız, ateşi kurtarmıştınız, şimdi
suyu kurtaracaksınız. Güçlüsünüz, yapacaksınız. En eski uygarlıkların gücüne, bu
güne, yarına, gecenin canına, gündüzün kanına, en taze damarlarınızla
bağlısınız.(Tevfik Fikret dönemi. Okulun tarihçesi içim tıkla!) (Tiyatro tarihi, Tevfik Fikret Salonu ve Galatasaray Lisesi için tıkla!)
Unutmayın, sizler kralları dize getirmiş çocuklardınız.
Işığı büyüten, ateşi çalıp yayandınız. Sizden öncekilerin önünde ne kadar engel
varsa şimdi sizin önünüzde. Özgürlük türküleri kadar temiz, kırılmış zincirler
kadar umuda yakınsınız. Çünkü siz, fikri hür, vicdanı hür olanların soyundan
geldiniz, namerde boyun eğenleri affetmediniz. (Siyasi gelişmeler ve Galatasaray Lisesi için tıkla!)
Bilin ki sizler, Galatasaray Lisesi öğrencileri, aydınlık
yolun, yeşil yolun yolcularısınız. En yaralı güvercinlerin yurdunda
yaşıyorsunuz. Dünden geliyorsunuz, bu günü kuruyorsunuz. Beyaz bir güvercin
kadar masum, beyaz bir güvercin kadar haklısınız. Unutmayın, sert rüzgârların
arasından, karlı dağlardan geçiyorsunuz. Yüreği bir okla yaralı aslanların
kanından geliyorsunuz.(Galatasaray Lisesi tarihi. M.Ali Birant Belgeseli için tıkla!) (1990'lar ve Galatasaray Lisesi için tıkla!) (Ne mutlu Galatasaraylıyım diyene! Görmek için tıkla!)
Pedasalı Artemis
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder